3 Ocak 2013 Perşembe

TYANALI APOLLONİUS


 Anadolu tarihinde çok önemli yere sahip olmasına, bütün dünya tarafından bilinmesine rağmen tarih geleneğimize uygun olarak yok sayılmakta...görmezden gelinmektedir...
Tyanalı Apollonius hakkında kitaplar yazılmış ve günümüze kadar gelmştir.(günümüzde uydurma isimle kemerhisar adı kullanılmaktadır Tyana yerine...pek çok tarihi yer adının tuhaf şekilde değiştirilmiş olması gibi.... )Peki Apollonius'un felsefesini, öğretilerini anlattığı kendi eserleri nerede? Pek çok iddiaya göre bunlar günümüze kadar gelememiş...hattta Büyük Konstantin zamanında İncille beraber içselleştirilmiş ve onun adına olanlar bilerek yok edilmiştir..Ancak ya bu bilgiler parşömenler çoğaltılmış ve bazı nüshaları günümüze kadar gelmiş ise...büyük iddia olurdu değil mi?Bu bilgiler,parşömenler İstanbulda şu anda yerinde muhtemelen otel olan Bizans Saray ve Kiliseleri içerisinde özenle korunmuş ancak birkaç kişi hariç okumasına izin verilmemiştir.
Bu parşömenler hiç bir yerde yayınlanmamış ancak vakti zamanında pek çok bilim adamı bu diyardan giderken İtalyaya götürülmüştür...... vee ...kütüphanesinde bulunan bilgilerden-öğretilerden bazılarını dilimizin döndüğünce burada yazacağız ...zaman zaman...
Tyanalı Appolonius kimdir? dersek ...
Şifacı, bitkibilimci, bilge, vejeteryan ; Tyanalı (kemerhisar)Apollonius ...
   
      Apollonius M.Ö. 4 yılında Tyanada doğmuş ve M.S. 95 yıllarında Ephesus ta ölmüştür.Mezarı çok büyük olasılıkla Ephesus'tadır.Öğrenimini Tyana ve Tarsus ta  yapmış ve Pagan tapınklarını bir akademiye dönüştürmüştür.

        ''Tyanalı Apollonius 2000 yıl öncesinden insanların çeşitli hastalıklar nedeniyle kendi kendine yok etme noktasına geleceğini, doğal beslenmenin sağlığın ilk şartı olduğunu görmüş ve bunu eserlerinde anlatmış. Apollonius,  eserlerinde 'Toprak insanların süt annesidir, besleyicisidir. Buna rağmen insanlar toprağın çığlıklarını duymamış gibi giysi ve besin elde etmek için hayvanlara karşı kılıçlarını bilemektedir. Elimi kana bulasaydım, ne denli bir yanlış yapardım bilemezsiniz. Öyle yapsaydım Tanrı'nın sesi beni arı olmayan bir yaratık gibi bırakır giderdi' demiştir. Bu nedenle Apollonius beynin çalışmasını yavaşlattığı gerekçesiyle etle beslenmemiş. Et yerine tahıl,sebze ve meyve yemeyi tercih etmiş ve bunu kitaplarında ve verdiği vaazlarda belirtmiştir.
     Apollonius'un dünyanın ilk vejeteryanı olduğu iddia etmek kuşkusuz abartı olacaktır ancak bilinen bir VEJETERYANDIR. Aynı zamanda şifacı, bitkibilimci olduğu için en sağlıklı ve yaralı bitkileri biliyordu. Bunların yetiştirilebilmeleri için bitki köklerinin aktarılması, tohumlarının ekilmesi ve en doğal haliyle yetiştirilmeleri için yapılması gerekenleri etrafına anlatıyordu.
     ''Apollonius kendisini konuk eden insanlardan kendisine ekmek, kuru meyve ve kendi kendine yetişen yabani sebzeler vermelerini istemiştir. Vejeteryanlığı o kadar ileriymiş ki  hayvan derisinden yapılan ayakkabıları ve giysileri giymiyor, kendisine söğüt dallarından ayakkabılar örüyor, keten giysiler giyiyormuş. Bunlarla örtünüp, yatıldığında insanın uykusunun da arı gibi saf, görülen düşlerin de kendisi gibi yaşayan birisi için gerçeğe daha yakın olacağını savunmuş.

HAYATI
 Apolloniusu gösteren sikkeler



 İS 217-220 yılları arasında Doğu Roma İmparatoru olan Domitian'ın bilge eşi İmparatoriçe Julia Domna  imparatorluk arşivindeki belgeleri vererek Flavius Philostratus adlı ünlü bir yazara Apolloniusun hayatını yazması talimatını vermiştir. Kitapta, Tyanalı Apollonius'un yardımcısı Ninovalı Damis'e emanet ettiği yazıları ve gezi notlarıyla mektupları belgeleriyle açıklanmıştı. Buna göre İsa ile aynı tarihte doğmuş olan bu kişi, çeşitli mucizeler yapmış, bir şifacı ve büyü üstadıdır.



16. Yüzyıl'da başlayan Reform Hareketi sırasında Apollonius'un yaşamı ve eserleri özelikle Arap bilim adamları tarafından yeniden Batı dünyasına tanıtılmış ve böylece adı yeniden gündeme gelmiştir. Apollonius'un Arapların arasında yaşadığı ve burada Balinius adıyla tanındığı özelikle ünlü matematikçi Razi ve kimyanın kurucusu kabul edilen İbn-i Hayyan tarafından yazılmış olan kitaplarda uzun uzadıya anlatılmıştı.

Kilise bütün bu yayınlara karşı Apollonius'un çok tehlikeli bir Okültist=Gizli ilimler üstadı olduğunu ve İsa'dan üstün olmadığını söylemekle yetinmiştir.


Tarihte çok az kitap, yüzyıllar boyu sürecek tartışmaların kaynağı olmuştur. Flavius Philostratus'un yazdığı ya da Damis'in tuttuğu notlardan ve İmparatoriçe Julia Domna dan iletilen belgelerden derlediği 'Tyanalı Apollonius'un Yaşamı' böyle bir tartışmanın odağı olmuştur.
Apollonius günümüzün takvimiyle hesaplanınca, İ.Ö.4 yılında Tyana kentinde doğmuştur. Tyana, birinci yüzyılda Kapadokya'daki en ünlü ve gelişmiş pagan yerleşim alanlarından biri, belki de birincisiydi. Batısında Galatia (Konya ve çevresi), doğusunda Armenia, güneyde Kilikya, kuzeyde Pontus ile komşuydu. Tyana, günümüzde Niğde'nin Kemerhisar ilçesidir.

Tyana, Kilikya Boğazı denilen bir geçitte Pozantı'ya (Podandus) ve oradan da Tarsus ve Adana'ya bağlıydı. Bu iki kentte o dönemde en az Edessa (Urfa) ve Carrhae (Harran'ın 1. yy'daki adı) kadar gelişmiş ve uygarlaşmış kentlerdi. Apollonius'un doğum tarihi ile İsa'nın doğum tarihi, kuvvetle muhtemelen aynıdır. Katolik Kilisesi ile diğer kiliseler arasında bu konuda da sorun vardır.


Flavius'un kitabından öğrendiğimize göre Apollonius, çok varlıklı ve kültürlü bir ailenin çocuğudur. Ataları Tyana'nın kurucularındandır. İyi bir eğitim ve öğrenim görmüştür. On altı yaşına geldiğine ailesinin isteği üzerine o dönemde eğitim merkezi sayılan Tarsus'a gitmiş ve buradaki Pisagorcu/Apollo'ya bağlı kişilerle tanışmış ve onların öğrencisi olmuştur. Aynı yıllarda, daha genç olarak Aziz Paul da Tarsus'ta eğitim ve öğrenim görüyordu. Biri Yahudi Farisi mezhebinin öğretilerine göre, diğeri de Roma İmparatorluğu'nun asli dinsel sistematiği olan Paganizm'e göre eğitilmişlerdi. Aziz Paul da Tarsus'un yerlisi, zengin bir ailenin iyi eğitim görmüş bir çocuğuydu. Daha sonraki hayatında kendisini, tutucu Farisiler'in 'en' tutucu Farisisi olarak tanımlamıştır. Apollonius ile Paul'un Tarsus'ta tanışıp tartışmış olmaları muhtemeldir.

İlginçtir ki, Katolik Kilisesi Apollonius'u karalamak için onun 'cinlerle' uğraşan, şifa getirmek amacıyla 'cinleri' kovan bir büyücü olduğunu yüzyıllardır yinelemektedir. Katolik Kilisesi'ne göre Pagan Apollonius, 'cinlerle' konuştuğunu ve onları yönlendirdiğini öne sürmüş bir 'Sahte Şifacı'dır. Nedir ki, o dönemde 'Cin' ilmi (Demonology) ile sadece Paganlar uğraşıyorlardı. Yahudilerde böyle bir uygulama ve inanç yoktu, olamazdı. 'Cin Kovma' (Exorcism) Paganlara özgü bir 'Şifa' yöntemiydi. Bugünkü tanımlarla söylersek bir tür 'Ruhsal Terapi' ve psikolojik danışmanlık ve 'ruhsal sağım'dı.

1. yy'da bu dalda da en ünlü kişi Apollonius idi. Şaşırtıcı olan tamamen Paganlara ait olan bu uygulamanın tıpkısı günümüzün Katolik Kilisesi'nde 'resmen' vardır ve rastlantıya bakın ki, yüzyıllardır Kilise'ye bağlı sofu Katolik Papazlar, Kilise'nin gizli bölümlerinde 'cin kovmakla' meşguldüler. Katolik Kilisesi'nde resmen 'Cin Kovma - Cin Çıkarma' dairesi vardır. Ve adı da 'Athenaeum Pontificium Regina Apostolorum'dur. Burada deneyimli papazlar, tıpkı Pagan Apollonius'un yaptığı gibi, ruhsal bunalımlar geçirmekte olan hastalarını 'zapt' etmiş olan cinleri (Demos) çıkartmakta ya da kovmaktadırlar.

Apollonius bunu Hindistan'da, Mısır'da ve Askelipos'ta öğrendiği yöntemle 'Doğa' adına yapmıştı. Katolik papazlar, Büyük Konstantin'in emriyle 'Devlet Tanrısı' yapılmış olan İsa Mesih ve 'O'nun olduğu söylenen Kutsal Kitap İncil adına yapmaktadırlar.

3.yy'da yaşamış filozoflardan Apoleis ve ünlü Lactantius'un hocası Amobius, Apollonius'un, Musa ve Zerdüşt gibi bir kişi olduğunu yazmışlardı. Apollonius'un doğumunda  'mucize' vardır. Apollonius'un doğumunda onun yeryüzüne Apollo'nun oğlu olarak gönderildiği söylenmiş, Philostratus da bunu nakletmiştir. Apollonius mabedleri ve tapınakları dolaşmış ve buradaki 'çarpık ve yoz' dinsel öğretileri eleştirmiştir. Apollonius ise Pagan tapınaklarını gezmiş ve eleştirmiştir. Apollonius faizci ve rüşvetçi tefecilerle tartışmış onların insanlara zulüm ve acı getirdiklerini söylemiş ve onların kentlerde ve de özellikle mabedlerden çıkartılmalarını istemiştir. Apollonius her gittiği kentte bu kişilerle tartışmıştır.

Apollonius 'DA' (Deus Absconditus) insanlara kötü huylarından ve uygulamalarından vazgeçerlerse, kendilerine 'yeni bir yaşam' verileceğini muştulamıştırApollonius "bunun Pagan Tanrıları tarafından verileceğini öne sürmüştür.

Apollonius  'Yeryüzünün tüm canlılar için olduğunu hiçbir zalimin ve/veya tiranın yeryüzüne 'El' koyamayacağını ve insanları köleleştiremeyeceğini vaaz etmiş ve insanları zalimlere karşı çıkmaya çağırmıştır. Apollonius zindanda bile çağrısını yinelemekten çekinmemiştir.

Apollonius 'DA' konuştuğu zaman Peygamber ya da  'Yasayapıcı'  gibi konuşmuş ve söylediklerinin uygulanmasını yanlışların düzeltilmesini, hatalardan dönülmesini sağlamak istemiştir. Apollonius'un sözleri  tüm Pagan dünyasında yankılanmış ve hayata geçirilmiş. Bunların hayata geçirilmesinde, krallar, imparatorlar, Apollonius'un işaret ettiği yanlışların ve hataların düzeltilmesinde ondan sözünü dinleyerek özel emirler ve fermanlar yayınlamışlardır. Örneğin bir Pagan geleneği olan 'kurban' edilmesinin yanlış olduğunu ilk kez Apollonius tarafından dile getirilmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder